Google

   
  ofofofyineof
  fıkralar
 

tatil bitti

Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..." 







pilot cığlığı

Ucak dunyanin en kalabalik hava meydanlarindan biri olan Londra Heathrow'a yaklasirken hoparlorlerden pilotun sesi duyuldu.

-"Sayin yolcular, biraz sonra londra' ya inmis olacagiz. londra' da hava hafif yagmurlu ve sicaklik ...."

Tam o sirada pilottan :

-"Aman tanrim...."

diye korkunc bir feryat duyuldu ve yolculara bir asırmış gibi gelen uc bes saniye boyunca hicbir ses cikmadi. biraz sonra pilot tekrar konusmaya basladi.

-"Sayin yolcular demin sizleri cok korkuttugum icin ozur dilemek istiyorum. Ama hostes yanlislikla ustume koca bir fincan sicak kahve doktu. Canim cok yandi. Hele pantolonum onunun bir gorseniz..."








pasta cörek

Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesit telaşlandı:
-Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?
-Hayır düşmedim. Arkadaşım Hakan`la dövüştük. Ben de yarın onun gözünü şişireceğim! Annesi yatıştırmaya çalıştı:
-Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil. Ben sana yarın pasta çörek vereyim. Arkadaşına da ver, barışın. Güzel güzel oynayın olmaz mı?
-Olur anneciğim, barışırız. Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü. Annesi merakla sordu:
-Yine ne oldu?
-Arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor!




papaz ve namık kemal

Nammık Kemal hrıstıyanların ulkesıne gıder. Orada papazı arar ve bulur papaza sıkısme teklıf eder papaz uyanık once ben der Namık Kemal hayır ben der

papaz once ben yoksa sıkısmem der. tamam der bızimkı ama 3 hakkın var der.
papaz sıkını cıkartır tam sokarken Namık Yaaa Isa der papaz hemen toparlanır gene tam sorken yıne Yaaa Isa der Namık papaz sınırlenır bır daha Isa dersen senı bırak ananı bıle sıkerım der papaz gene sokacak bu sefer Namık Yaaa Meryem der papazın hakkı bıter

sıra gelır Nam ı Kemal'e sıkını cıkartır sokmak ıcın hazırlar papaz ne desem de sokmasa der Namık tam sokarken papaz Allahu Ekber der Namık Kemal de semıallahulımenhamıde der ve dalar 







hacı murat

Temel birgün otobanda gidiyormuş derken arabası arıza yapmış.Otostop çekmiş ve önünde bir ferrari durmuş.Gece tabi ki bizim hacı muratı bağlamışlar ferrarinin arkasına. İp gözükmüyor. Binmeden önce Temel konuşmuş:
-Aman abi yüzü geçmeyelim benim arabanın boyası dökülüyor da , demiş.Tamam demiş adam koyulmuşlar yola iyi güzel giderken bizimkilerin yanından bir porje fişek gibi geçmesinmi adamın aklı başından gitmiş ibre çıkmış 250-300 gidiyorlar başabaş bu sırada helikopterle tespit yapan görevliler rapor veriyor:
-Ferrariyle porje kapışıyor, arkadan hacı murat sellektör yakıyor. 






olay

Temel kiralık ev arıyodu ve dursunun yanına gitti emlakçı olan dursun ona deniz kıyısında dubleks bir ev olduğunu söyledi tabi temelde kirasu ne kadardur dedi dursun 2 milyar deyince temel ahır ı varmı diye sodü bunun üzerine dursun öyle bir evde ahırın ne işi var tabi sinirlenen temel ha o 2 milyarı veren öküz nerde yatacak :








beyin fuarı

Amerika'da bir beyin fuarı açılmış. Burada ünlülerin beyinleri kavanoz içinde sergilenip kavanozun üzerine fiyatları yazılıymış. Amerikalı bir aile bu fuarı gezerlerken garip bir şey farketmişler ve danışmaya gidip demişlerki:
- Efendim... Her şey mükemmel Einstein'in beyni on bin dolar.. güzel.. George Washington 'un beynini de yirmi bin dolara kavanoz içinde satıyorsunuz... Bunlar meşhur insanlar, fakat yüzbin dolarlık bir beyin gördük. Bu kişiyi daha önce hiç duymamıştık. Meşhur olduğunu da pek sanmıyoruz. Niye yüz bin dolar. Üzerinde şöyle bir yazı vardı. "Türkiye'nin Karadeniz Bölgesinden TEMEL" kim bu?. Ve niye bu kadar pahalı?
Görevli cevap vermiş.
- Efendim. Bu beyinlerden yüz tanesini kesiyoruz ancak bir tanesi dolu çıkıyorda ondan.







düzmantık

Temel barda oturmuş içki içiyormuş. Yan tarafta içki içen uzun atkuyruk saçlı yuvarlak gözlüklü topsakallı entel bir damın elindeki kitaba göz takılmış. Adama sormuş
- Haçan o kitap neyun nesidur.
Adam
- Düzmantık kitabı
demiş.
- Ula o nedur ki
- Bilmiyormusunuz beyefendi
- Bilmeyrum
- Anlatayım o zaman
demiş ve başlamış anlatmaya
- Evinizde akvaryum var mı?
- Vardur
- O zaman siz balıkları seviyorsunuz
- Doğrudur
- O zaman siz hayvanları da seviyorsunuz
- Haçan bu da doğrudur
- E o zaman siz insanları da seviyorsunuz
- Evet
- O zaman sizin karşı cinse karşıda ilginiz var
- Evet vardur
- E o zaman siz *bne değilsiniz
Temelin hoşuna gitmiş bu hemen bir düzmantık kitabı almış. Yolda giderken Dursunla karşılaşmış. Dursun Temel in elindeki kitabı görünce
- Ula Temel nedur o kitap da
demiş.
Temel de hemen bilgiç bilgiç
- Düzmantık kitabıdır
- Ula düzmantık da nedur da
- Ula bilmey misun
- Yok bilmeyrum
demiş.
Temel de hemen başlamış anlatmaya
- Ula sizin evde akvaryum varmidur
Dursun
- Yoktur
deyince
Temel hemen demiş ki
- O zaman sen *bnesin.







laf olsun

Adam New York'ta luks bir randevu evinin kapisini calar:

Merhaba, Samantha ile gorusmek istiyorum.

Bir dakika efendim.

Adami iceri alirlar.Bir sure sonra cok guzel bir kadin merdivenlerden iner:

Beni aramissiniz.

Evet. Geceyi seninle gecirmek istiyorum.

Tamam ama benim tarifem biraz pahalidir. Geceligi bin dolar.

Parasi onemli degil. Geceyi seninle gecirmek istiyorum.

Beraberce yukari cikarlar. Geceyi birlikte gecirirler. Ertesi gun adam yine randevuevine gelir.

Samantha ile gorusmek istiyorum.

Beyefendi baska kizlarimiz da var.

Umurumda degil, Samantha ile gorusecegim.

Samantha gelir :Yine mi sen!

Evet.Geceyi seninle gecirmek istiyorum.

Yalniz fiyatimi hatirliyorsun degil mi? Bin dolar.

Hic onemli degil. Ben geceyi seninle gecirecegim.

Birlikte yukari cikarlar,o geceyi de beraber gecirirler.Ertesi gun,ayni adam, ayni randevuevi:

Merhaba, Samantha ile gorusmek istiyorum.

Samantha asagi iner:

Tanrim, yine mi! Bak, devamli musterilere indirim falan yapmiyorum. Fiyatim ayni, bin dolar.

Onemli degil. Geceyi seninle gecirmek istiyorum.

Yine yukari cikarlar. Islerini bitirdikten sonra:

Benden bu kadar hoslanman cok guzel ama anlayamiyorum. Uc gece ustuste bana bin dolar odedin. Nerelisin sen?

-"Tel Aviv."

Tel Aviv mi? Benim kizkardesim de Tel Aviv'de yasiyor.

-"Biliyorum, sana getirmem icin bana üçbin dolar verdi.."






ayı nereden cıksın

Avcılar kendi aralarında atıp, tutuyorlarmış. Avcının biri;
- Geçenlerde İstanbul'da Belgrad Ormanlarında ava çıkmıştım. Birde ne göreyim, karşımda 5 metre boyunda bir ayı.
Avcılardan biri hemen atılır:
- Hadi be sende İstanbul'da Belgrad Ormanlarında ayı ne gezer.
Avcı hemen cevap verir:
- İyide arkadaş Allahın ayısı oranın Belgrad Ormanı olduğunu nerden bilsin.





tortumlu

Her yıl dünyanın bir bölgesini gezmeyi adet edinen Tortumlu, dönüşünde de gördüklerini etrafına anlatırdı.
-Memmet, bu sene nereye getdün?
-Efrikiye.
-Eeee?
-Orada safari yapduh.
-Ula safari nedür?
-Çeşüt çeşüt yaban hayvani vurduh da!
-Ya sen ne vurdun?
-Zürafa vurdum.
-Ula zürafa nedür?
-Eşşegi bülirsin?
-Hee.
-Onun ayahlari iki metre, boyni iki metre olani.
-Başga?
-Kergedan vurdum.
-Ula o nedir?
-Eşşegi bülirsin?
-Hee.
-Ondan üş teneyi birleşdirirsin burnuna da bir tikinti yapirsin, o.
-Başga?
-Piton vurdum.
-Piton ne ki?
-Eşşegi bülirsin?
-Hee.
-Şeyini de bülirsin?
-Helbe.
-Onun dört metre olani. Ama eşşeg yoh! 





hurda nene

Çeşitli hastalıklar, kazalar geçirmiş, bir gözünü kaybetmiş, romatizmadan beli bükülmüş, parmakları çarpılmış olduğundan mahalleli bu yetmişlik ihtiyara Hurda Nene adını takmıştı. Rahmetli o haliyle bile herkesle şakalamayı, espri yapmayı severdi.

Hastalanmış ,hastaneye kaldırılmıştı. Sabahleyin, nabzını ve ateşini kontrol eden doktor der ki:
-Teyze maşallah çok iyisin. Nabız normal, ateş de yok. Vücut sıcaklığın 37 derece.
-Tohtor beğ oğlum, der Nene, bir türli ıssınamirem. Soyuhdan donirem. sen o otuz yedi dereceyi kırka elliye çıkart. Ücreti mühüm değil.





o zaman bende öğretmen olurum
 
Bir öğretmenin sınıfında hiç sevmediği bir çocuk varmış ve hep ona laf sokmak istiyormuş.
Öğretmen:
- Ismet büyüyünce ne olmak istiyorsun?
Ismet:
- Manken olmak istiyorum öğretmenim.
Öğretmen hemen başlamış laf sokmaya:
- Nasıl manken olacaksın bu suratla, senin gibi çirkin çocuk yok bu sınıfta, sende manken olacağım diyorsun.
İsmet altta kalır mı:
- Bende o zaman öğretmen olurum sizin gibi.
 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!


Get your own Chat Box! Go Large!

 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol